Hayvan sevgisinin çocuklara kazandırılması çok önemlidir. Bunu birçok kez yazılarımda belirttim. Belirtmeye de devam edeceğim. Çünkü hayvanlara ve doğaya olan sevgi ve saygı, çocuğun gelecekte kuracağı sosyal ilişkilerin de zeminini oluşturur. Onların varlığının kabulü ve sevgi duygusu, gelecekte çocukların daha merhametli, daha sosyal ve daha empatik olmasına katkıda bulunur. Bu nedenle evde hayvan beslenmese bile zaman zaman hayvanlarla zaman geçirmesi ve bu hayvanları beslemesi için çocuklara fırsat vermeliyiz. Gelecek toplumun nasıl olacağını bilmek istiyorsanız şimdi ki çocukları gözlemlemeniz yeterlidir.
Montessori felsefesinde kozmik eğitimin bir parçası olan hayvanlarla zaman geçirme, bakımlarını üstlenme ve besleme, doğayı kabul ve anlamlandırma adına çocuğun yoğurulmasını amaçlamaktadır. Böylelikle çocuğun davranış ve duyguları şekillenecek, kendini doğanın bir parçası olarak görecek ve öyle davranacaktır.
Burada da Aybike Esra fıstıklarını kuşlarla paylaşıyor. Kuşların küçük olması sebebi ile bütün fıstıkları yutamayacaklarını düşünüyor ve öncelikle ağzında parçalıyor ve öyle veriyor. Sanırım bu alışkanlığı, kardeşine gıdaları küçük parçalar halinde vermemizden dolayı edindi. Minik kuşlarımızı minik minik besliyoruz. Onlar mutlu olunca biz de mutlu oluyoruz 🙂