Bayram bitti, harçlıkları değerlendirme zamanı geldi. Çocuklara sorduğumuzda tabii ki parayı oyuncağa yatırmayı tercih ettiler. Kerem için araba parkı bir numaralı oyuncaktı. Onu mutlu etmek kolay oldu. Aybike ise oyuncakçıda epey bir düşündü. Daha doğrusu çok düşünmedi, çok şey beğendi de alabileceği oyuncak sayısı 1 olduğu için hangisini alacağına karar vermesi zaman aldı.
En sonunda bu oyuncağa karar verdik PLAY-DOH Dondurma Şatosu. Eve gelene kadar o koca iki paketi kendileri taşımaya çalıştı yumurcaklar. Eve geldiğimizde ise oldukça sabırsızlardı. Aybike Esra’nın dondurma şatosunu kurduk öncelikle. Kerem Hakan bu sırada aldığımız ufak arabalarla oynadı. Arada bir de dondurma şatosuna musallat oldu. Ardından Kerem’in park alanını kurduk. İşte bu gerçekten epey uğraştırıcıydı. Sonunda ikisi de oyuncaklarının başında bir kaç saat geçirdi. Ben de yorgunluğumu attım.
Dondurma şatosunu Aybike kadar ben de çok beğendim. Oldukça kapsamlı bir ürün çıktı. Çeşit çeşit ürünler üretebilme şansınız var. Tek dezavantajı; çocuğunuzun hamurları bir süre sonra karıştırması ve farklı renklerden eser kalmaması. Olsun, oyuncak ve hamur onun. Ne yapmak istiyorsa onu yapsın ama bana sürekli “hamur al” demediği müddetçe
Kızımın benim için hazırladığı pastaları, dondurmaları, cupcakeleri afiyetle yedim. Ben de birazcık bir şeyler yapmayı denedim. Çok klişe bir laf ama şimdi ki çocuklar oyuncak konusunda gerçekten çok şanslı. Ahhh ah keşke benim de böyle bir oyuncağım olsaydı da öyle çamurla suyla uğraşmak zorunda kalmasaydım pasta yapmak için.
Bu ürünle yaratıcılığımız, ince motor becerilerimiz, el-göz koordinasyonumuz, dokunsal duyumuz gelişmekte; neden-sonuç ilişkisi kurmamız kolaylaşmakta. Bu kadar fayda ise; ürüne verdiğimiz parayı “değer” kılıyor. İmkanınız varsa sizlerin de almanızı tavsiye ederim.